top of page

Aile Katılımının Müzik ve Çalgı Eğitiminde Etkileri

Erken çocukluk döneminde verilen müzik ve çalgı eğitimi sürekli ve

destekleyici bir öğrenme ortamında olmalıdır. Bu ortamın temel bileşenlerinden

biri de ailenin etkin katılımıdır (McMahon, 1988). Ailelerin müzik ve çalgı

eğitimine katılımı çocukların gelişimini destekleyen önemli bir faktördür.

Ancak çeşitli nedenlerle ailelerin bu sürece katılımı sınırlı

kalabilmektedir. Bu engelleri anlamak, etkili çözümler geliştirmek için

önemlidir. Günümüzde yoğun iş temposu nedeniyle birçok ebeveyn çocuğuna

yeterli zamanı ayıramamaktadır (Hook & Wolfe, 2013). Bu durum ailelerin

çocukların eğitimine yeterli zaman ayıramamasına sebep olur öğretmenlerle iletişimlerini engeller.


Ebeveynlerin eğitim seviyeleri de çocukların eğitimine

katılım düzeylerini etkiler (Çetin & Demircan, 2022). Düşük eğitim düzeyine

sahip ebeveynler, kendilerini yetersiz hissedebilir ve bu nedenle eğitim

sürecine dahil olmaktan çekinebilirler (Tantoh, 2023). Fakat bazı ailelerin

eğitim düzeyleri yüksek olsa bile çocukların eğitim aldırdıkları alanla ilgili

yeterli bilgi düzeyine sahip olmayabiliyorlar. Bu da çocukların eğitimine

katkıda bulunmak isteseler de bunu nasıl gerçekleştirdiklerini bilememelerine

yol açmaktadır. Eğitim sürecine dahil olmanın yollarında yeterli bilgiye sahip

olmamaları, olsalar bile iş temposundan çocuğa yeterli zaman ayıramama

gibi durumlar katılımı engelleyen faktörlerden birisi olarak görülmektedir

(Vandenbroeck, 2010).


Diğer bir yanda bazı kültürel normlar ve sosyoekonomik

faktörler, ailelerin çocuklarının eğitim sürecine aktif olarak katılımını

sınırlayabilmektedir (Erdener, 2014). Özellikle düşük gelirli aileler hem maddi

kaynak yetersizliği hem de zaman kısıtları nedeniyle okul temelli etkinliklere

katılımda güçlük yaşayabilmektedir (Mishra, 2012). Ayrıca, ekonomik baskılar

altında olan ebeveynler, eğitim faaliyetlerine katılımı öncelikli bir ihtiyaç olarak

görmeyebilir; bu da çocukların öğrenme sürecinde aile desteğinden mahrum

kalmalarına neden olabilir. Bir başka neden de aileler, okul ve öğretmenlerle

etkili iletişim kuramadıklarında eğitim sürecine katılımları azalabilir. (Erdener,

2015). Bu durum, ailelerin kendilerini dışlanmış hissetmelerine ve katılım

konusunda isteksiz olmalarına neden olabilir.



Bütün bu olumsuz ve zorluklara engellere rağmen aslında ailenin çalgı

eğitiminde aktif katılımı çok önemli bir yere sahiptir. Çünkü ebeveynlerin çalgı

eğitimine aktif olarak katılımı, öğrenme sürecinin niteliğini artıran, çocuğun

duygusal ve bilişsel gelişimini destekleyen kritik bir yere sahiptir (Kamalova,

2022).


Erken çocukluk dönemi çalgı eğitiminde çocukların gelişebilmesi için

ailenin aktif katılımı çok önemli bir yere sahiptir. Çalgı Eğitiminde ailenin

katılımı; bilinçli, destekleyici, sürekli, gönüllü dahil olmalarını kapsamaktadır.

Hoover-Dempsey ve Sandler (1997), ebeveynlerin eğitim sürecine katılımını

üç temel şekilde açıklar: ebeveynin kendini yeterli hissetmesi, okuldan gelen

davetlerin niteliği ve ebeveynin kendi rolüne ilişkin inancı.

Bu faktörler, özellikle çalgı eğitimi gibi uzun soluklu ve bireysel çaba

gerektiren bir süreçte, ebeveynlerin çocuklarının gelişimine nasıl ve ne düzeyde

katkı sağladığını belirlemede yol gösterici olmaktadır.

Bu çerçevede, Epstein (2007), ebeveyn katılımını altı temel boyutta ele

alarak sistematik bir model sunmuştur. İlk boyut olan ebeveynlik (parenting),

ailelerin çocuklarını daha sağlıklı bir şekilde yetiştirmelerine yardımcı olmak

için rehberlik edilmesini ve gelişim süreçlerinde desteklenmesini içerir.İkinci olarak iletişim (communicating), okul ile aile arasında açık, karşılıklı saygıya dayalı bir iletişimin kurulmasını öngörür. Üçüncü boyut olan gönüllülük (volunteering), ailelerin okul etkinliklerine gönüllü olarak katılımını teşvik ederken, evde öğrenme (learning at home) başlığı altında, çocukların

öğrenme süreçlerinin ev ortamında da sürdürülmesi hedeflenmektedir. Beşinci

kategori olan karar alma (decision-making), ailelerin okul politikalarına

ve karar süreçlerine etkin bir biçimde katılımını vurgularken, son olarak

toplumla işbirliği (collaborating with the community) başlığı, okul-aile-toplum

üçgenindeki kaynakların bir araya getirilerek çocuğun gelişimine çok yönlü

destek sunulmasını amaçlamaktadır. Bu model doğrultusunda, ailelerin yalnızca çocuğun bireysel müzik

çalışmalarıyla ilgilenmesi değil; aynı zamanda okulun yönetsel süreçlerine

katılması, okul-toplum işbirliğine katkı sunması ve çocuğun gelişimsel

ihtiyaçlarına duyarlılıkla yaklaşması, erken çocukluk döneminde müzik ve

çalgı eğitiminin başarısını büyük ölçüde artırmaktadır.

 
 
 

Yorumlar


bottom of page