Aile Katılımının Müzik ve Çalgı Eğitiminde Etkileri
- Süeda Yavuz
- 14 Eki
- 2 dakikada okunur
Erken çocukluk döneminde verilen müzik ve çalgı eğitimi sürekli ve
destekleyici bir öğrenme ortamında olmalıdır. Bu ortamın temel bileşenlerinden
biri de ailenin etkin katılımıdır (McMahon, 1988). Ailelerin müzik ve çalgı
eğitimine katılımı çocukların gelişimini destekleyen önemli bir faktördür.
Ancak çeşitli nedenlerle ailelerin bu sürece katılımı sınırlı
kalabilmektedir. Bu engelleri anlamak, etkili çözümler geliştirmek için
önemlidir. Günümüzde yoğun iş temposu nedeniyle birçok ebeveyn çocuğuna
yeterli zamanı ayıramamaktadır (Hook & Wolfe, 2013). Bu durum ailelerin
çocukların eğitimine yeterli zaman ayıramamasına sebep olur öğretmenlerle iletişimlerini engeller.
Ebeveynlerin eğitim seviyeleri de çocukların eğitimine
katılım düzeylerini etkiler (Çetin & Demircan, 2022). Düşük eğitim düzeyine
sahip ebeveynler, kendilerini yetersiz hissedebilir ve bu nedenle eğitim
sürecine dahil olmaktan çekinebilirler (Tantoh, 2023). Fakat bazı ailelerin
eğitim düzeyleri yüksek olsa bile çocukların eğitim aldırdıkları alanla ilgili
yeterli bilgi düzeyine sahip olmayabiliyorlar. Bu da çocukların eğitimine
katkıda bulunmak isteseler de bunu nasıl gerçekleştirdiklerini bilememelerine
yol açmaktadır. Eğitim sürecine dahil olmanın yollarında yeterli bilgiye sahip
olmamaları, olsalar bile iş temposundan çocuğa yeterli zaman ayıramama
gibi durumlar katılımı engelleyen faktörlerden birisi olarak görülmektedir
(Vandenbroeck, 2010).
Diğer bir yanda bazı kültürel normlar ve sosyoekonomik
faktörler, ailelerin çocuklarının eğitim sürecine aktif olarak katılımını
sınırlayabilmektedir (Erdener, 2014). Özellikle düşük gelirli aileler hem maddi
kaynak yetersizliği hem de zaman kısıtları nedeniyle okul temelli etkinliklere
katılımda güçlük yaşayabilmektedir (Mishra, 2012). Ayrıca, ekonomik baskılar
altında olan ebeveynler, eğitim faaliyetlerine katılımı öncelikli bir ihtiyaç olarak
görmeyebilir; bu da çocukların öğrenme sürecinde aile desteğinden mahrum
kalmalarına neden olabilir. Bir başka neden de aileler, okul ve öğretmenlerle
etkili iletişim kuramadıklarında eğitim sürecine katılımları azalabilir. (Erdener,
2015). Bu durum, ailelerin kendilerini dışlanmış hissetmelerine ve katılım
konusunda isteksiz olmalarına neden olabilir.
Bütün bu olumsuz ve zorluklara engellere rağmen aslında ailenin çalgı
eğitiminde aktif katılımı çok önemli bir yere sahiptir. Çünkü ebeveynlerin çalgı
eğitimine aktif olarak katılımı, öğrenme sürecinin niteliğini artıran, çocuğun
duygusal ve bilişsel gelişimini destekleyen kritik bir yere sahiptir (Kamalova,
2022).
Erken çocukluk dönemi çalgı eğitiminde çocukların gelişebilmesi için
ailenin aktif katılımı çok önemli bir yere sahiptir. Çalgı Eğitiminde ailenin
katılımı; bilinçli, destekleyici, sürekli, gönüllü dahil olmalarını kapsamaktadır.
Hoover-Dempsey ve Sandler (1997), ebeveynlerin eğitim sürecine katılımını
üç temel şekilde açıklar: ebeveynin kendini yeterli hissetmesi, okuldan gelen
davetlerin niteliği ve ebeveynin kendi rolüne ilişkin inancı.
Bu faktörler, özellikle çalgı eğitimi gibi uzun soluklu ve bireysel çaba
gerektiren bir süreçte, ebeveynlerin çocuklarının gelişimine nasıl ve ne düzeyde
katkı sağladığını belirlemede yol gösterici olmaktadır.
Bu çerçevede, Epstein (2007), ebeveyn katılımını altı temel boyutta ele
alarak sistematik bir model sunmuştur. İlk boyut olan ebeveynlik (parenting),
ailelerin çocuklarını daha sağlıklı bir şekilde yetiştirmelerine yardımcı olmak
için rehberlik edilmesini ve gelişim süreçlerinde desteklenmesini içerir.İkinci olarak iletişim (communicating), okul ile aile arasında açık, karşılıklı saygıya dayalı bir iletişimin kurulmasını öngörür. Üçüncü boyut olan gönüllülük (volunteering), ailelerin okul etkinliklerine gönüllü olarak katılımını teşvik ederken, evde öğrenme (learning at home) başlığı altında, çocukların
öğrenme süreçlerinin ev ortamında da sürdürülmesi hedeflenmektedir. Beşinci
kategori olan karar alma (decision-making), ailelerin okul politikalarına
ve karar süreçlerine etkin bir biçimde katılımını vurgularken, son olarak
toplumla işbirliği (collaborating with the community) başlığı, okul-aile-toplum
üçgenindeki kaynakların bir araya getirilerek çocuğun gelişimine çok yönlü
destek sunulmasını amaçlamaktadır. Bu model doğrultusunda, ailelerin yalnızca çocuğun bireysel müzik
çalışmalarıyla ilgilenmesi değil; aynı zamanda okulun yönetsel süreçlerine
katılması, okul-toplum işbirliğine katkı sunması ve çocuğun gelişimsel
ihtiyaçlarına duyarlılıkla yaklaşması, erken çocukluk döneminde müzik ve
çalgı eğitiminin başarısını büyük ölçüde artırmaktadır.
Yorumlar